dilenciler krallığı

Sinopsis

Eniştesi Hiko’yu bulmak için İstanbul’a gelen Yusuf Paşa’nın, hostes olarak çalışan Züleyha’nın, kaçak sigara işinde olan Mehmet Heper’in ve İstanbul’da hamallık yaptığı sırada

merdivenlerden düşerek akli dengesini bozan ve hafızasını kaybederek evsiz birkaç kişiyle birlikte bir binada kalan Hikmet Bilsin (Hiko)’in, hayatlarının kesiştiği bir noktada arka sokakların dilenci mafyasına mahkûm kalmalarının hikâyesidir. Bu hikâyenin iki kutbu var. Birinci kutup: Babası, idolü olmasına rağmen en zor zamanlarında annesi ve onu bırakıp gitmiş, 45 yaşlarında yalnız, son derece sinirli ve psikomanyak bir kadın olan Ceren Haktan (Prenses)’dır. O, çocukken bir hırsız tarafından tecavüze uğramıştır. Bu yüzden yaşlı kadın kılığında prenses, özellikle evsiz, sapık, hırsız tipleri kandırıp eve getirmekte ve daha sonra her defasında farklı yöntemlerle organ mafyası çetesine teslim ediyor. Diğer kutupta ise: Eski düzen suç örgütlerini çökertme ve yeni düzen içinde, arka sokakları kendi kontrolü ve gözetimi altına almakla görevli Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi Amiri Erdoğan Karadağlar’dır. O, bu doğrultuda ilk önce suç dosyası kabarık Mehmet’i yanına alır. Mehmet’in eliyle kaçak sigara patronu Diyar Ağa’yı öldürtür. Ardından dilenci mafyasının başını çeken, Feto Babo’nun sağ kolu Şakir Ağa’yı öldürtür. Feto Babo, yurt dışına kaçar.

Yeni düzende, işsiz, evsiz insanlar şehir içinden toplanarak “Buluşan Kalpler Derneği” çatısı altında, DİLENCİLİK, BİR SANATTIR, sloganıyla, beyaz yaka dilencilik (engelli vatandaşlara yardım toplamak amacıyla çıkarılan dergileri satma) ve ürün pazarlama, sokak çalgıcılığı gibi vasıflı eleman statüsüyle faaliyete devam ederler. Bu derneğin başında yaşlı kadın rolünü bırakmış vahşi güzelliğiyle yeni düzende kendine yer edinen, Ceren Haktan (Prenses) vardır.